Gemlikliler Depremde Bir Aileyi Birleştirdi

Deprem, çocukluğumda hep başka yerlerde olan, sadece televizyonda gördüğüm ve hiç yaşamadığım bir şeydi. 1995 yılındaki Afyon Dinar Depremi’ni hatırlıyorum. Bir de 1998 yılındaki Adana Ceyhan Depremi’ni. Hissetmediğim, yaşamadığım olaylardı. Ama özellikle Ceyhan Depremi’nde televizyonların “Flash Haber”e geçmeleri dün gibi aklımda.

30 Ekim 2020’de Ege Denizi’nde öğleden sonra 6,9 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu depremden en çok İzmir etkilendi. Biz de Gemlik’te hafif de olsa sarsıntıyı hissetmiştik.

Depremle tanışmam ise milyonlarca insan gibi 17 Ağustos 1999 gecesi oldu. Henüz sekiz yaşımdaydım. Kumla’daydık. Annem beni panikle uyandırıp yataktan kaldırmıştı. Uyku sersemi evin içindeyken lambaları açmaya çalıştığımda elektriğin kesik olduğunu fark etmiştim. Dışarı çıktığımızda hâlâ ne olup bittiğine dair bir fikrim yoktu. Komşuların “Burası deprem bölgesi.” gibi konuşmalarından, depreme yakalandığımızı anlamıştım.

Sonrasını biliyorsunuz.

Bazı artçıları unutamam örneğin. 17 Ağustos sonrası bahçede komşularla otururken uğultuyla dipten balyoz gibi gelen bir artçı, okulların açıldığı gün meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki artçı, onlarca küçük büyük deprem…

12 Kasım 1999 Düzce Depremi’nde ise İstanbul’da, evimizdeydik. Akşam saatlerinde büyük bir depreme yakalanmış, bittiği gibi evden çıkmış, birkaç saat sonra yine eve girmiştik.

Sonraki yıllarda deprem hep hayatımızın bir parçası olarak varlığını sürdürdü. Bingöl, Erzurum, Van, Elazığ, Kahramanmaraş, yıllar içinde depremlerle sarsılan kentler oldu.

30 Ekim 2020 gününe dönelim…

İş yerindeydik. Ben ayaktaydım. Oturan arkadaşlardan biri deprem olduğunu söyledi. Ben tavanda asılı projeksiyon makinesine baktığımda sallandığını fark ettim. Gemlik, depremin merkezine uzak olduğu için çok fazla hissetmedik. Sonra haberlerde depremin İzmir Seferihisar açıklarında olduğunu, bazı binaların yıkıldığını öğrendik.

O depremde 117 kişi hayatını kaybetti, onlarca bina yıkıldı. En fazla can kaybının olduğu bina ise Rıza Bey Apartmanı’ydı.

Rıza Bey Apartmanı’nda 36 kişi hayatını kaybetti. Bu binayı bizim için dikkate değer kılan ise başka bir nokta. Binanın enkazında, Manisa İtfaiyesi ile birlikte merkezi Gemlik’te bulunan Bursa Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği (MAGDER) de çalıştı.

Uzun yıllardır depreme yönelik hazırlık ve olası afet durumlarında arama kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesi, yurttaşların bu konularda bilinçlenmesi için sayısız çalışma yapan MAGDER’in Başkanı Yusuf Yumru, ekibiyle birlikte Gemlik’ten İzmir’e giderek arama kurtarma çalışmalarına katıldı. MAGDER 10 kişilik ekiple çalışmalarda yer aldı.

İzmir Depremi’nden hemen hemen üç yıl sonra, bir akşam çekim yapmak için MAGDER binasındaydık.

Çekim arası sohbet ederken, konu arama kurtarma çalışmalarına geldi. Yusuf Yumru, İzmir’deki çalışmalarda yaşadıkları bir olayı anlattı.

Yüreklere kaya gibi çöken olay şöyle:

Gemlik’ten İzmir’e giden MAGDER ekibi, depremin simgesi hâline gelen Rıza Bey Apartmanı’nda arama kurtarma çalışmalarına başlıyor. En çok can kaybının yaşandığı bina da burası. Çalışmalar boyunca kenarda sessiz sakin bekleyen, 50-55 yaşlarında bir adam Yumru’nun dikkatini çekiyor. Adam, hiç kimseye bir şey söylemiyor, panik yapmıyor, sakince bekliyor.

Enkazdan önce bir köpek çıkarılıyor. Kurtulan köpeğin, bekleyen adama ait olduğu anlaşılıyor. Köpeğine kavuşan adam alandan ayrılmıyor; hatta çalışanlara çay getiriyor. Çalışmaların sekizinci ya da onuncu saatlerinde MAGDER ekibi, enkazdan 14 yaşında bir kız kurtarıyor! Sonradan anlaşılıyor ki, çalışmalar boyunca sakince bekleyen o adam, kızın babasıymış. Tevekkül ve sükûnetle uzun saatler boyunca oradan ayrılmayarak kızına kavuşmayı beklemiş. MAGDER, baba, kız ve patili dostlarının yeniden bir araya gelmelerine vesile olmuş.

Yumru, kızının enkaz altında olduğunu bilerek yaklaşık on saat boyunca sabırla bekleyen adamı anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı.

İzmir Depremi’nin üzerinden beş yıl geçti. Kahramanmaraş depremlerinin üzerinden ise iki buçuk yıl. Bir şekilde deprem hep hayatımızda, gündemimizde.

Aynı büyük acıları tekrar yaşamamak ise hepimizin dileği…

Yorumlar

“Gemlikliler Depremde Bir Aileyi Birleştirdi” için bir yanıt

  1. cihan avatarı
    cihan

    Depremler ve Hazırlıklı Olmak ⚠️

    Bu konu hakkında yorum yapmak zor; çünkü gerçekten çok üzücü. Böyle bir olayın yaşanması ve hikâyenin hüzünle anlatılması, kalbe dokunan bir durum yaratıyor. 1995 ve 1998’deki depremler, 1999’daki büyük depremle bağlantılı ve artçı sarsıntılar sonrası yaşanmış. Babanın, kızını 10 saat boyunca enkaz altında beklemesi gerçekten çok zor.

    O zamanlarda orada olsaydım, kesinlikle yardım ederdim. Hâlâ aynı hissediyorum; gidip destek olmak isterdim.

    Bugün sabah 7.18’de 4.6 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş. Bu tür olaylar korkutucu olabiliyor. Ancak bir gazetecinin olayı anlatması, insanları motive ediyor ve cesaretlendiriyor. Korkmamamız, kendimizi korumamız ve önlemler almamız gerektiğini vurguluyor.

    Depremler her zaman yaşanabilir. Kendimizi korumazsak, örneğin üzerimize bir çatı düşerse Allah korusun savunmakta zorlanırız. Bu yüzden şimdi hazırlıklı olmak çok önemli.

cihan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir