Benim Cumhuriyetim

Türkiye Cumhuriyeti, tarihte eşi benzerine az rastlanır bir devrim ile ortaya çıktı. 600 yıldan uzun süre, geniş bir coğrafyada hüküm süren büyük bir devletin ardından tarih sahnesine çıkan Cumhuriyet, zamanı gelmiş bir fikir olarak milletin azim ve kararlılığı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasi dehasının kesiştiği noktada ortaya çıktı.

İletişim bilimlerinde, İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure’ün yorumladığı “Göstergebilim” önemli yer tutar. Buna göre iletişimin üç ögesi gösteren, gösterilen ve göstergedir. Örneğin “Cumhuriyet”, bir kelime olarak “c-u-m-h-u-r-i-y-e-t” harflerinden oluşur. Bu gösterendir. Harfler bir araya gelerek “Cumhuriyet” kelimesini ortaya çıkarır. Bir yönetim biçimini ifade eden bu kelime gösterilendir. Önemli olan ise göstergedir. Yani yan yana dizilmiş harfler ile ortaya çıkan kelimenin bizde uyandırdığı anlamdır. Cumhuriyet kelimesi, bizim için bir ülkenin yönetim biçiminden çok daha büyük anlamlara sahiptir.

Cumhuriyet, yorgun ve dağılmış bir imparatorluğun, genç ve güçlü şekilde yeniden doğmasıdır.

Cumhuriyet, yıllarca süren savaşlarda, Balkanlar’dan Sarıkamış’a kadar bitap düşmüş milletin, asla esir düşmeyeceğini tüm dünyaya gösterdiği tabancasındaki son mermisidir.

Cumhuriyet, cephede kazandığı büyük zaferi, diplomasi ve ekonomi alanında taçlandıran, tam anlamıyla bağımsız bir devlet kurmuş köklü ve büyük bir millet demektir.

Cumhuriyet kadın erkek eşitliğidir.

Cumhuriyet çağdaş eğitim, akıl ve bilimdir.

Cumhuriyet, ülkemizde özgürlük, dünyada saygınlıktır.

Cumhuriyet şehitlerimizin emanetidir.

Cumhuriyet, tüm bunların hayata geçmesi için ömrünü ortaya koymuş, asla geri adım atmamış olan Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseridir.

Cumhuriyet hepimizindir.

Tüm bu anlamlar, kavramlar bir araya geldiğinde, bizler için büyük övünç ve gurur kaynağı ortaya çıkar.

Bu nedenle bizler de Cumhuriyet Bayramlarını bize, kentimize ve ülkemize yakışan şekilde kutlamak isteriz.

Şimdi biraz geriye gidelim…

Gemlik, yıllar boyunca hem Cumhuriyet Bayramı’nda hem de diğer milli bayramlarda büyük Fener Alaylarına sahne oldu. Gemlik’te olduğum her zaman bu yürüyüşlere mutlaka katıldım. Hiçbir şey yapmasam bile, kalabalığın içinde bir Cumhuriyet ferdi olarak yürüdüm.

Ama 2009’daki Fener Alayı başkaydı…

20 yıl sonra belediyeyi kazanan CHP’nin, Gemlik’te kutlayacağı ilk Cumhuriyet Bayramı’ydı. Belediye Başkanı Fatih Mehmet Güler’di.

28 Ekim günü, Gemlik’in her yerine Cumhuriyet Bayramı havası sirayet etmişti.  Tren şeklinde giydirilmiş bir traktör, arkasında vagonla tüm gün Gemlik’i dolaşmıştı. İsmi Cumhuriyet Treni’ydi. Gençler olarak Fener Alayı’nın en önünde dev bir pankart açmıştık. Pankartı Atatürkçü Düşünce Derneği Gemlik Şubesi’nden almıştık. Üzerinde Atatürk’e atfedilen “Bütün dünya bilsin ki, en sonunda bu ulus, kayıtsız bağımsızlığının güven altına alındığını görmedikçe yürümeye başladığı yolda bir an durmayacaktır” yazıyordu. Ayrıca Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi açılalı henüz bir yıl olmuştu. Gemlik’te bir üniversite kurulması, Hukuk Fakültesi’nin de bunun bir parçası olmak için yoğun bir çalışma vardı. İsmi bile hazırdı. Körfez Üniversitesi. Bu isteği dile getiren pankartlar da elimizdeydi. On binlerce Gemlikli, ellerinde meşalelerle yürüyor, sloganlar atıyordu. Fırsat bulup da arkaya baktığımda, kortejin sonunu göremiyordum. Fatih Başkan ve ekibi, Kuvvai Milliyecilere özgü kalpaklarla giymişlerdi. İskele Meydanı’na kadar coşkuyla yürüdük. Meydanda ise Gemliklileri Haluk Levent bekliyordu! Kortej, konser ile son bulmuştu. Benim için ise akşam, Gemlik Devlet Hastanesi’nde bitti. Yürüyüşte yanımda olan bir arkadaşım kalabalıktan olsa gerek fenalaşınca alanda bekleyen ambulans ile hastaneye çıkardık. Neyse iyileşti. Konserin son şarkılarını hastane bahçesinden dinlemiştim.

İlk kez böyle büyük bir yürüyüşte, ön sıralarda arkadaşlarla pankart açmak gibi iddialı bir davranış ile yer alıyordum. Ucu bucağı görünmeyen bir kortejde, sanıyorum Gemlik’in en kalabalık Fener Alayı’nın parçası olmuştuk. Yıllar içinde yapılan yürüyüşler o kadar kalabalık oldu mu bilmiyorum.

Cumhuriyet kelimesi, benim için hâlâ aynı büyük değerleri ifade ediyor. Atatürk, benim asla tartışmayacağım kırmızı çizgim. Türkiye Cumhuriyeti ülkemiz, vatanımız. Zor günler gelir, geçer. Seçimler olur, biter.

Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!

Kutlu olsun!

Yorumlar

“Benim Cumhuriyetim” için 2 yanıt

  1. Arif Akçıllar avatarı
    Arif Akçıllar

    2009 yılında fener alayında biz de ailece yürümüş, o muhteşem coşkuya ortak olmuştuk. Umarım en büyük bayramımız yine aynı coşkuyla sonsuza kadar kutlanır.

  2. Fatih m. Eryilmaz avatarı
    Fatih m. Eryilmaz

    Her zamanki gibi harika okur iken başka bir aleme daldım o yıllarda arnavutluk da idim benim için de yeni bir bilgi oldu sag olasın sağlıklı kalasın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir